top of page
Regresyon Terapisi
Sıkça Sorulan Sorular
"Regresyon terapisi en kısa deyişle sorunların kaynağına geri dönerek sorunları çözmeyi hedefleyen bir terapi yöntemdir.
Bu geri dönüş imajinatif yolla trans altında yapılır. İmajinatif olarak sorunların kökeni olan hatıralar yeniden deneyimlenir ve deneyimlere verilen duygusal, düşünsel, bedensel ve enerjisel tepkiler ve bu tepkilerin yarattığı travmalar, blokajlar, davranış modelleri, inançlar, kabuller ve kararlar keşfedilir ve çözümlenir. Sonuç olarak duygusal, düşünsel, bedensel ve enerjisel katarsisi/boşalmayı sağlamak, düğümü çözmek yani problemi çözmek mümkün olur.
Regresyon terapisi semptomların giderilmesine odaklanmaz, sebep ve sonuçlara dayalı sorunların çözümüne odaklanır. Böylece kökten ve kalıcı çözümler elde edilir. Determinizm (sebep ve sonuç) yasalarına göre yapılan bir terapi yöntemidir."
Günay Ercoşkun
-
Regresyon Terapisi Nedir?Regresyonun kelime anlamı anıların geriye kaymasıdır. Regresyon tabirini ilk kullanan Fransız Albay de Rochas (dö Roşa)'dır. Albay de Rochas çalışmalarını Ondokuzuncu yüzyılın ortalarından sonra gerçekleştirmiştir (1). Zaman içinde hipnotik regresyon ile ilgili bir çok araştırmacı tarafından birçok çalışmalar yapılmıştır. Günümüze değin geçmiş yaşam anılarından kaynaklanan şokların, duygusal sarsıntıların nasıl sönümlendirilip, giderileceğine yönelik çeşitli metodlar geliştirilmiştir. Regresyon terapisi korkulacak bir şey değildir, aksine en kolay, en rahat, en çözümleyici terapidir (2). Regresyon Terapisi (RT) için şöyle bir tanım yapabiliriz: Hipnotik trans ile bedensel gevşeme sağlandıktan sonra şuuraltına yapılan bir seyahatle bizde şok meydana getirmiş, hazmedilememiş, eksik veya yanlış anlaşılmış, bizi sarsmış olan iç dengemizde şaşma meydana getirmiş, bir baskı unsuru olarak zihnimizde yer etmiş olan olayları ilgili anılar ve duygulara çağrışım kanunlarına bağlı olarak ulaşarak imajinasyon yoluyla tekrar yaşayarak üzerimizde oluşan olumsuz etkilerini pozitife dönüştürme, olaylara ilişkin anlayışımızı ve benlik imajımızı yeniden yapılandırma yöntemidir (3) . Bu tanım biraz uzun olmakla birlikte yapılan işi mümkün olduğunca ayrıntılarıyla anlatan bir tanımdır. Regresyon terapisi süreci, yaşadığımız hiçbir şeyin kaybolmadığı, bireyin deneyimlediği her şeyin zihin sistemlerine, ruhsal hafızamıza, yani bedene bağlı ruha ait hafızaya perisperital hafızamıza kaydedildiği ve orada saklandığı esasına / önermesine dayanır (3 ve 4). İnsan unutan bir varlıktır. İyi olarak nitelendirdiklerini de unutur, kötü olarak nitelendiklerini de unutur. Bizler manasını kavrayamadığımız, anlayamadığımız, hoşumuza gitmeyen, eksik, yarım, yanlış anladığımız konularıysa daha hızlı bir şekilde şuuraltına iteriz, unuturuz. Ama esasında hiçbir şey unutulmaz (3). Anılarımız kare kare bütünler halinde bir çeşit vizyon takımı tarzında daima bizde vardır (3). Ruhsal hafızaya asıl düşünce, asıl hatıralar, asıl yapılmış olan tecrübelerin bütün anıları, ama özüyle beraber, bir fotoğraf filminin kaydı gibi veya bir sinema filmi üzerine yapılmış kayıt gibi değil, bütün her şeyiyle beraber, anlamıyla, duygularıyla beraber anılar kaydolmuştur (5). Regresif hipnoz halinde adeta filmi geriye sardırmak gibi tersine işleyen bir mekanizmayla bu anılara geriye dönüş mümkündür (3 ve 4). Regresyon Terapisi işte bu unutulmayan anıların etkisinden kaynaklanan çeşitli sorunlarımız, sıkıntılarımız, ilişkilerdeki problemlerimiz, hastalıklarımızın kökeninde yatan olayları bulmamızı sağlar. Bu olayları bulduktan sonra imajinatif olarak o olayları yeniden yaşarız ve olay anında göremeyip, anlayamayıp eksik bıraktığımız yönleri, takıntılı durumları, şok yaratmış durumları yeniden gözden geçirme, yeniden değerlendirme imkanına kavuşuruz. Böylece o olayın negatif duygusunun, yarattığı negatif enerji bloğunun farkına varırız ve bu etkilerden kurtuluruz/kurtulabiliriz. Sonuç olarak eksik bırakılanların tamamlanması, yanlış anlaşılanların düzeltilmesi, yaşanılmış şokların etkilerini normal bir düzeye çekmek için harika bir fırsat elde etmiş oluruz. Olayı şimdiki halimizle imajinatif olarak yeniden yaşadığımızda o olaya ilişkin duyguları, anlayışları, anlayamayışları, yanlış anlayışları, şokları, karar, kabul ve bilgileri tekrar değerlendirme şansını elde ederek benlik imajımızı yeniden oluştururuz. Geçmiş yaşam terapisinden, geçmiş yaşam anılarından söz ettiğimizde Fransa’da bir rahibe olmuşum veya Tibet’te bir keşiş olmuşum, bunun hiçbir önemi yoktur. Mesele, bu geçmiş yaşam anılarında şu anki hayat için gerekli olan bir şifa, şu anki hayat için yanıtının mutlaka bulunması gereken bir soruya cevap veya herhangi bir yeteneğin, başkalarına da yararı olabilecek bir yeteneğin ortaya çıkmasına yol açabilecek bir bilgi var mı? Önemli olan budur. Bir geçmiş yaşamda bir korkunuzun nedenini bulabilirsiniz. Bir başkasında sizi şu an neredeyse çıldırtacak olan bir ilişkideki bir sorunun nedenini yakalayabilirsiniz. Ama geçmiş yaşam terapisi dediğimizde önemli olan tek şey şu anki hayattır. İnsanlar geçmiş yaşam terapistlerine danışmak için geldiklerinde genelde hayatlarında temel bir mesele söz konusudur. Bu temel mesele tekrar tekrar aynı biçimde yinelenmektedir. Ve insanlar bunu nasıl değiştirebileceklerini öğrenmek için gelirler. Regresyon terapisi eğer insanların işine yaradığını, şifa bulduğunu görmeseydim yıllar önce bırakmam gereken bir şeydi. Çünkü bu meraktan ya da eğlenmek için yapılabilecek bir şey değil. Fakat insanların şifa bulduğuna, sorunlarının kaynaklarını yakaladıklarına ilişkin çok somut kanıtlar elde ediyoruz ve bu somut kanıtlar regresyon terapisini araştırmaya, yapmaya değer kılıyor (6). Zihin çoklu farkındalık düzeylerine sahip görünür. Biz bunları şuur (bilinç), alt şuur (bilinçaltı) ve üst şuur (yüksek bilinç) olmak üzere üç ana sisteme ayırıyoruz. “Şuurunuz şu anda yaptıklarınızdır.” “Alt şuurunuz kim olduğunuzdur.” “Üst şuurunuz ise Can, Ruh ya da Tanrı unsurudur.” Bu üç zihin sistemi, aynı anda birbirinden bağımsız bir biçimde işler. Farkındalığın bu üç düzeyi aynı şekilde düşünüp hareket ettiğinde, en iyi tutumlarımız ya da ifadelerimiz ortaya çıkar (4). Yaşam bu en iyi tutumları ve ifadeleri kazanmamız için bir fırsattır. Bu fırsatı kullanırken elbette ki kırılanlar dökülenler oluyor. RT bir başka deyişle işte bu kırılan, dökülenleri toplama, iyileştirme imkanını bize sunar.
-
Anıların Etkisi Nasıl Değiştirilmektedir?Geçmişteki bir deneyimi hatırladığımızda, zihin deneyimi tam olarak kaydedildiği şekliyle anımsayabilir(4). Örneğin çok eskiden dinlediğimiz ve yıllardır dinlemediğimiz bir şarkının ilk notlarını duymaya başladığımız andan itibaren şaşırtıcı bir şekilde sözleriyle birlikte melodiyi hatırlamamız, şarkıya eşlik etmemiz gibi geçmişteki deneyimi hatırlatıcı bir etki (bir duygu, bir olay, bir izlenim vb.) olduğunda da hatırlama süreci gerçekleşir. Buradaki ilk nota genellikle problemin baş gösterdiği süreçteki duygusal etkiler, izlenimlerdir. Kasete istenmeyen bir şeyler kaydedildiğinde ya da kaset bir biçimde rahatsız edici olduğunda, kayıtın sonuna bir değişiklik ekleyerek kayıt değiştirilemez. İstenmeyen materyalin silinmesi gerekir(4). Yine müzikten örnek verecek olursak bir şarkıyı söylerken şarkının başında, ortasında, sonunda yani herhangi bir yerinde yanlış bir nota söylerseniz gidip yanlış notayı söylediğiniz yerde düzeltmeyi yapmanız geretiği gibi düzeltmeyi bozulmanın olduğu yerde yapmak gerekir. Zihin de aynı şekilde işler. Bedenimizi, zihnimizi, duygumuzu olumsuz etkileyen bir şey zihinde kaydedilmişse, şuurlu deneyimin sonuna farklı bir tutum ya da duygu eklemeye çalışarak durum değiştirilemez. Değişikliğin, altşuurda kaydedildiği ve saklandığı noktada gerçekleştirilmesi gerekir. Bu değerlendirmeleri yaparken birey tercih anını fark eder ve deneyime daha iyi, daha pozitif bir biçimde yaklaşabilmesi mümkün olur (4). Etki altındaki ruhsal/bedensel sistemlerin, organların iyileştirilmesi süreci, ilk olarak fiziksel hasarın kökenin teşhis edilmesi ve ikinci olarak bununla bağlantılı duygunun teşhis edilmesini gerektirir. Bundan sonra atılacak olan adım ise bu duygunun kökenini belirlemektir. Duygunun kökeni belirlenince, birey bu deneyimi yeniden deneyimlemeye yönlendirilir. Ama bu kez söz konusu deneyimle pozitif, negatif ya da tarafsız bir tepki üzerinden bağlantı kurmak açısından bir tercih yapma anı olduğuna dikkat ediniz. Sonra deneyimin pozitif bir duyguyla yeniden oluşturulması seçilir. Başlangıçtaki negatif duygusal iz değiştiğinde, o negatif duyguyla bağlantılı deneyimlerin tümü yeniden değerlendirilmeli ve yeniden oluşturulmalıdır. Bu, imajinasyondan yararlanılarak, altşuur düzeyinde deneyime ait farklı bir gerçeklik oluşturarak gerçekleştirilir (4). Yani şunu hiç unutmamalıyız, yaşadığımız olayları değiştiremeyiz ama o olaylara ait duygularımızı, anlayışımızı yenileyebilir, yükseltebilir, daha kapsamlı hale getirebiliriz. Deneyimi imajinatif olarak yeniden yaşadığımızda deneyime ait pozitif bir karar verebiliriz, deneyimi hastalık yapan, takıntılı etkiler yapan halden çıkarabiliriz. Deneyimin üstümüzdeki etkisini değiştirebiliriz. Regresyon Terapisi (RT) de bunu yapmamızı sağlar. Birey regresif hipnoz sürecinde, bazen daha önceki bir yaşamda meydana gelmiş görünen bir deneyim anlatır. Deneyimin duygusu öylesine güçlü bir biçimde iz bırakır ki ilk başta etkilenen ruhsal/bedensel sistemlerin, organların aynısına etki edecek şekilde şuandaki hayata taşınır. Duygusal ayarlama gerçekleştirildiğinde, sorunların çözümlenebileceği zaman aralığı da zihin tarafından belirlenir (4). Zihinde, insanın spiritüel yaradılışından başlayıp şu anki durumuna kadar süren kesintisiz bir farkındalık mevcuttur. Bu geçmiş yaşamlar, az ya da çok sayıda geçmiş yaşam deneyimlerini içerebilir. Geçmiş yaşam deneyimleri arasındaki zaman ve alan da buna dâhil olabilir. Bedensel ve duygusal sorunların kökenini ve nedenini belirleyebilmeyi mümkün kılan şey daha önce de belirttiğimiz gibi, zihnin tüm geçmiş deneyimlerini kaydetme ve unutmama yeteneğidir. Zihin bedensel sistemlerin yaşına ve koşullarına ilişkin bütünsel bir bilgiye sahiptir ve yalnızca bedensel ve duygusal yetersizliklerin kökenini ve nedenini bilmekle kalmaz, aynı zamanda bu koşulları düzeltmenin en iyi yolunu da bilir (4). İnsanın bütün yaşamının saniyeler içinde gözlerinin önünden geçmesi fikri, gerçektir. Bu gerçekleşebilir ve zaman zaman gerçekleşir. Hipnoz sayesinde bu fenomen kontrol altına alınabilir. Böylece geçmiş deneyimler saniyeler içinde hatırlanabilir, yeniden değerlendirilebilir ve yeniden oluşturulabilir. Ortalama on ila on iki deneyim, otuz ila kırk beş saniye içinde değiştirilebilir. Bu yeniden oluşturma uygun bir biçimde gerçekleştirilebilirse, negatif duygunun bedensel/ruhsal sistem üzerindeki olumsuz etkisi ortadan kalkar (4).
bottom of page